Kerem Bozyayla – ÖMÜR TÖRPÜSÜ
Bizimki sevda falan değil bildiğin ömür törpüsü.
Az önce bir önceki Başkan Sayın Aziz Yıldırım’ın yeni bir konuşmasını izledim.
Ardından hemen Başkan Sayın Ali Yıldırım Koç’un son videosunu. Her ikisi de yorgun, çok yorgun.
Millet bayramı bekliyor, şurada birkaç gün kaldı. Bizim durumumuza bak.
Bundan sadece 15 gün önce Atina’da Hagia Sophia stadına merkezden tek metro ile nasıl gideriz, final şarkılarını ve hatta kupa sevincini hangi meydanlarında yaşarız diye haritada tırım tırım otel arayan ben. Şimdi takımı ligden çekmeli mi çekmemeli mi diye düşünen yine ben, sen, biz!
Ben yorgun. Ben, sen, biz hepimiz yorgunuz.
Gitmeyeceğim 2 Nisan’da kurula.
Çünkü ligden çekilmesini istiyorum takımın, elimi kaldıramam ben ligden çekilmeye. Nasıl kaldırırım elimi Fenerbahçe’yi ligden çekin diye.
Bende haykırmak istiyorum, biz gidiyoruz döndüğümüzde de havuz mavuz istemiyoruz diye ama nafile. Yine anlamayacaklar, anlatamayacaksın derdini.
O havuza aynı meşreptekiler girsin demek istiyorum bağırarak. Anlamazlar ki sen gittin ya bırak havuza, aynı peştemala bile girebilirler. Önce yayıncı kuruluş patlayacak, ardından zor bela halkın parası ile ayakta duran kulüpler. Ardından ne olacak borçlarını ödeyemeyecekler, batacaklar. Sonunda nereye batacak? Sana, bana, bize batacak. Ülkenin ekonomisine batacak. Onlar aynı peştemala bile girecekler, ülke nasıl kaldıracak?
Yarın döneceğiz geriye, yine aynı sistem aynı yayıncı aynı hakemler. Oyunculara nasıl anlatacağız durumu? Biz çok delikanlıyız ligden çekildik. Yahu bilen varsa söylesin delikanlının anladığımız anlamda karşılığı hangi dilde var, nasıl anlatacağız elin adamına?
Ligden çekilmeyelim o zaman, savaşmaya devam edelim. Yürüyüş yapalım mesela, 10.000 kişi yok yok 1.000.000 kişi, hayır 10.000.000 kişi. Yürümedik mi yürüdük, hem de köprüye. Yaralananlar, darp edilenler oldu. Kim izledi televizyondan? Sahi hiçbir televizyon verdi mi olanları. Büyük Fenerbahçe Yürüyüşü hangi televizyonda ilk haberdi? Vermezler, veremezler. Nafile anlatamazsın derdini. Hatta araya birileri girer, suçlu olursun. Akşam eve geldiğinde sevenlerin neden yaptınız bunları ne alakası var futbolla diye sorar. Çünkü yayınlanan “flaş gelişme diye” yutturdukları birkaç istenmeyen olay olur, o da gider güme. Anlayacağın o da nafile. Aslında hepimiz suçluyu, suçluları biliyoruz. Kendimize saklıyoruz. Belki net söylemiyorlar ama başkanlarda biliyor.
RUHUMUZ da BİR, KALPLER de BERABER aslında ama ayrışmaya da geldiğinde sıra üstümüze yok. Önce o Yıkılmayan Son Kale’yi her bir tuğlasını yeniden tamir etmeliyiz. Ruhları bir olanın kalpleri de beraber olur demeliyiz. Fenerbahçe için çarpan kalplerin ruhları da beraber olur demeye yeniden başlamalıyız, kaybediyoruz.
Ondan sonra parti kursak seçiliriz, savaşa girsek kazanırız. Bir olursak kimse duramaz karşımızda 5nci ligden geri çıkarız, diğer spor branşlarında dünyayı da titretiriz boş kalan zamanlarda.
Gelsin istemiyorum 2 Nisan. Bir yanım el kaldırmaya git diyor bir yanım ligde kal.
Ömür törpüsü değil bizim sevdamız. Canına acımamak, canından çok sevmek bizim sevdamız.
Kerem Bozyayla – 29.03.2024